“Kim ilim tahsil etmek için bir yola girerse, Allah o kişiye cennetin yolunu kolaylaştırır.” Hz. Muhammed (S.A.V.)
Ana SayfaRisale-i NurSözler11.Söz İzahlar25-) Amma, füccar ve eşrar olan diğer güruh ise, hadd-i bulûğ ile şu âlem sarayına girdikleri vakit…

25-) Amma, füccar ve eşrar olan diğer güruh ise, hadd-i bulûğ ile şu âlem sarayına girdikleri vakit…

Bu bölümde kâfirin cinayetlerinden bahsedilmektedir. Bu makamda zikredilen cinayetler şunlardır:
1. Vahdaniyetin delillerine karşı küfür ile mukabele etmek.
2. Bütün nimetlere karşı küfran ile mukabele etmek.
3. Bütün mevcudatı kıymetsizlik ile itham ve tahkir etmek.
4. Bütün esma-i İlahiyenin tecelliyatına karşı red ve inkâr ile mukabele etmek.
Kâfirin işlemiş olduğu cinayetlerden bu makamda bu dört tanesi zikredilmiştir. Üstadımız diğer makamlarda, kâfirin daha birçok cinayetinden bahsetmiş ve kâfirin ebedî cehennemi hak ettiğini ispat etmiştir. Makam münasebetiyle, kâfirin diğer cinayetlerini burada kaydetmeyi uygun görüyoruz.
Kâfir ebedi cehennemi hak eder, çünkü:
1- Bazen büyük bir devletin küçük bir elçisini hiçe saymak, gönderdiği mektubu yırtmak savaş sebebi olabilir. Bu noktada elçinin ve mektubun küçüklüğüne değil, yapılan hareketin büyüklüğüne bakılır. İnkârcılığı meslek edinen kâfir de Allah’ın elçisi olan Hz. Muhammed (s.a.v.)’i ve Allah’ın mektubu olan Kur’an’ı hiçe saydığı için büyük bir kabahat işlemiştir. Bu kabahatin tek cezası ise ebedî cehennemdir.
2- Her şey kendine mahsus bir lisanla “Allah vardır, birdir, her şeyin sahibidir, bizlerde onun engin manalar taşıyan mektuplarıyız…” derken, kâfir bu gerçeği inkâr etmekle onları yalancılıkla ittiham eder.
3- Özene bezene harika resimler yapıp bir sergide teşhir eden ressamın eserlerini hiçe sayarcasına “Bunları da güzel diye asmışlar, ne kadar manasız, ne kadar anlamsız ve ne kadar çirkinler; herhâlde boyalar kendiliğinden dökülüp bu şekilleri almış…” diyen kimse, tablolara ve sanatkâra ne büyük bir hakarette bulunmuş olur.
İşte kâfir de Cenab-ı Hakk’ın nihayet derecede güzellik ve sanat ile yarattığı mahluklara, “Rastgele yapılmış, manasız şeyler!” diyerek her biri bir sanat harikası olan o yaratıklara karşı hakarette bulunmaktadır. Ağzından çıkan bir kelimeye bile manasız denilmesine kızan insan, bütün kâinata manasız demekle sanatkârını kızdırıp sanatkârın hukukuna tecavüz etmiş olmaz mı? Ve bu cinayeti sebebiyle cehennemi hak etmez mi?
4- O harika resimler ve tablolar ressamlarından ötürü değer kazanır. Meşhur bir ressamın tablosu milyarlara satılırken, meşhur olmayan ressamın tablosu çok daha ucuza satılmaktadır. Hatta aslına son derece benzeyen tablolar bile o meşhur ressamın elinden çıkmadığı anlaşılınca beş para etmez. Aynen bunun gibi, her bir yaratık da yaratıcıları olan Allah hesabına değer kazanır. Allah’ı inkâr eden bir kimse, dolayısıyla mahlukatın kıymetini de iskat etmiş ve değerini düşürmüş olur.
5- Bir insana “Sen babasızsın!” demek ne büyük bir hakaretse, mahlukata da “Siz sahipsizsiniz, rastgele olmuşsunuz!” demek öyle bir hakarettir.
6- “Güzeli gösteren ayna güzelleşir.” kabilinden, kâinattaki her bir yaratık Allah’ın güzel isimlerine ayinedarlık yapıp güzellik kazanırken, kâfir bütün bunları tesadüfe vermekle sayısız yaratığın hukukuna tecavüz eder.
7- Kâfir, Allah’ın yarattığı, bin bir hikmetle yoğurup halk ettiği mahlukatı çürümeye mahkûm, cansız, ruhsuz, gayesiz bir madde yığını olarak görmekle büyük bir haksızlık yapmıştır.
8- Biz namaz kılarken birisi bize “Bu namaz kılmıyor, sahtekârlık yapıyor.” dese ne kadar da kızarız. İşte kâfir de küfrüyle mahlukatın fıtri ibadetlerini ve Allah’ın isimlerine karşı yapmış oldukları tesbihatı inkâr etmek ile onların hukuklarına tecavüz eder.
9- Bütün mahlukat Allah’ın vazifedar birer memurudurlar. Kâfir ise Allah’ı tanımamakla, onları memuriyet makamından indirip görevsiz, vazifesiz ve başıbozukluk ile itham eder.
Hülasa: Kâfir Allah’ın elçisini inkâr eder, mektubunu yırtar, bütün mahlukatın tevhid-i İlahiyeye dair yaptıkları şehadeti yalanlar ve onları tekzip eder, kıymetlerini iskat eder, düşürür, kâinatı ve içindekileri manasızlıkla ittiham eder, onları sahipsizlikle ittiham ederek hakaret eder, güzelliklerini inkâr eder, onları manasız ve cansız maddi bir yığın görerek onlara haksızlık eder, ibadet ve tesbihatlarını inkâr edip onları memurluk makamından indirerek başıbozuklukla ittiham eder…
Hem de öleceğini bildiği hâlde bunları yapar. Acaba bir de ölümsüz olsaydı, kim bilir neler yapardı?
İşte bu ve bunun gibi sebeplerden dolayı Cenab-ı Hak, mahlukatının hukukuna yapılan bu tecavüze karşı kâfiri ebedî hapse mahkûm eder. Ta ki adalet sağlansın ve mazlumun hakkı zalimden alınsın.

PAYLAŞ:
Bu yazıya oy ver
Yorum yok

Yorum Yap