“Kim ilim tahsil etmek için bir yola girerse, Allah o kişiye cennetin yolunu kolaylaştırır.” Hz. Muhammed (S.A.V.)
Ana SayfaRisale-i NurSözler6.Söz İzahlar5-) O zaman şu göz, şu kitab-ı kebir-i kâinatın bir mütalaacısı ve şu âlemdeki mucizat-ı sanat-ı Rabbaniyenin bir seyircisi ve şu küre-i arz bahçesindeki rahmet çiçeklerinin mübarek bir arısı derecesine çıkar.

5-) O zaman şu göz, şu kitab-ı kebir-i kâinatın bir mütalaacısı ve şu âlemdeki mucizat-ı sanat-ı Rabbaniyenin bir seyircisi ve şu küre-i arz bahçesindeki rahmet çiçeklerinin mübarek bir arısı derecesine çıkar.

Göz Allah namına kullanıldığında üç sıfatı kazanmaktadır:

1- Şu büyük kâinat kitabının bir mütalaacısı olur: İnsan küçük kitap, kâinat ise büyük kitaptır. Bu kitaplarda esma-ül hüsna ve sıfat-ı ilahîye yazılmıştır. Eğer göz Allah’a satılır ve şu âleme Allah hesabına bakarsa, bu kâinat kitabının bir mütalaacısı olur. Yani kâinatta yazılmış olan ilahî isim ve sıfatları okur ve onları mütalaa eder.

Aslında mütalaa vazifesi gözün değil, aklın vazifesidir. Zira göz sadece yazıyı görür. Manalar gözde değil, akılda anlaşılır. Ancak akıl bu mütalaayı göz vasıtası ile yaptığından dolayı göz bir cihette, aklın sıfatı olan mütalaaya ortak olmuş olur.

2- Şu âlemdeki sanat mucizelerinin bir seyircisi olur: Mucize, tâkâd-ı fevk-i beşer, yani insanın gücünün yetmediği şey demektir. Bu mana itibariyle şu âlemde yaratılan her şey bir mucizedir. Zira bütün insanlar bir araya gelseler, değil güneşleri yıldızları yapmak, bir sineği ya da bir otu bile icad edemezler. Demek sinek bir mucizedir, ot bir mucizedir, yaprak bir mucizedir, yağmur damlası bir mucizedir ve bunlar gibi her şey bir mucizedir!

Aynı zamanda bu mucizeler birer sanat harikasıdır. Âlemi bir kenara bırakarak sadece bir papağan kuşuna ya da bir kelebeğe baksanız, nasıl bir harika-ı sanat olduğunu görürsünüz. Fazla söze ne hacet var!

İşte göz Allah’a satıldığında ve bu âleme Allah hesabına baktığında, bu âlemdeki mucizat-ı sanat-ı Rabbaniyenin bir seyircisi olur ve eşyaya Allah’ın mucizevi bir sanatı olduğu için bakar. Göz mucizevi sanatı görür, akıl ise sanatkârını tefekkür eder.

3- Yeryüzü bahçesindeki rahmet çiçeklerinin mübarek bir bal arısı olur: Bu ifade mecaz bir ifadedir. Manası şudur: Ehl-i imanın nazarında şu kâinat, gül ve çiçeklerle süslenmiş bir cennet bahçesi gibidir. Gözün bebeği de âdeta bu cennet bahçesinde bir bal arısı olur ve bu kâinattaki gül ve çiçek gibi delillerden alacağı ibret ile vicdanda iman balını yapar. Yani bal arısının çiçeklerden nektar toplayıp bal yapması gibi, göz bebeği de çiçek gibi delillerden Allah’ın varlığına ait delilleri toplar ve iman balını yapar.

Üstadımız gözün mübarek bir bal arısı olması meselesini İşarâtü-l İ’caz tefsirinde şöyle izah etmektedir:

“Zira gözün nuru, nur-u imanla ışıklanırsa ve kavileşirse, bütün kâinat gül ve reyhanlarla müzeyyen bir cennet şeklinde görünür. Gözün gözbebeği de balarısı gibi, bütün kâinat safhalarında menkuş (nakşedilmiş) gül ve çiçek gibi delillerinden, burhanlarından alacağı ibret, fikret, ünsiyet gibi usare (sıkılmış şeylerden çıkan su) ve şıralarından vicdanda o tatlı imanlı balları yapar.”

PAYLAŞ:
Bu yazıya oy ver
Yorum yok

Yorum Yap